11 Aralık 2010 Cumartesi

homofobikleri sikerteceğim.

dışarı çıktığım vakit suratıma çarpan soğukla irkildim.dedim hassiktir.iliklerime işleyen,kemiklerimi sızlatan, yüzümde kabız olduğum gerçeğini ele verecek bir ifadenin oluşmasına neden olan soğuğa haliyle öfkelendim.iki elimi kazağın içerisinde havaya kaldıraraktan başladım saydırmaya.şiddetini arttıran kar karşısında mesajımın yerine ulaştığı düşüncesiyle kendimi avutmaya çalışsam da coşmuştum bir kere,kendimi durduramazdım.metafiziksel zırvalıklarla vakit kaybetmektense öfkemi somut olana yöneltmeye karar verdim.kendime hedef belirlemem gerekiyordu.homofobikleri seçtim.biz ankara siyasalda devrimci montlular sert adamlarız.olası sorunların üstesinden gelebilmek için geniş ceplerimizde her daim yumurta taşırız.sağ elimi sol cebime daldırdım,kırılmış yumurtanın akının elime bulaşmasına aldırış etmedim.sol elimi sağ cebime daldırdım,yüzümde muzaffer bir eda elimde kırılmamış yumurta ile sinsi sinsi gülümsedim.o an için dünyadaki tüm kötülüklerin kaynağının homofobikler olduğuna yemin edebilirdim.lakin homofobiklerin nerede takıldığına,neye benzediklerine dair sağlam istihbarata sahip olmadığımdan bir kilitlendim,bir beş dakika boyunca olduğum yerde annesini kaybetmiş çirkin ördek yavrusu gibi bakındım,üşümüştüm de aynı zamanda,yurda dönmem gerekiyordu,hızlı hareket etmem zorunluydu.olduğum yerde gücümün yettiğince ben homoyum diye bağırdım.yanımdan geçen saçlarına ak düşmüş memur amcanın bakışlarında nefreti gördüm.elimdeki yumurtayı suratında patlatmamla amcanın yere kapaklanması çevredeki ankaralı bebelerin peşime düşmesi bir oldu.to be contiuned.

Hiç yorum yok: